İstanbul’un en etkileyici ve mistik yapılarından biri olan Yerebatan Sarnıcı (Bazilika Sarnıcı), şehri suyla beslemek amacıyla Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 6. yüzyılda inşa edilmiştir. Yerebatan Sarnıcı, şehrin yeraltındaki su depolarından biri olarak, antik İstanbul’un su altyapısının önemli bir parçasıdır. Bugün, turistlerin ilgisini çeken, tarihi ve görsel açıdan büyüleyici bir yer haline gelmiştir.
Yerebatan Sarnıcı, 9.800 metrekarelik devasa bir alanı kaplar ve 336 sütun ile desteklenmiştir. Sarnıcın içinde, suyu tutan bu sütunlar, ıssız bir atmosfer yaratırken, aynı zamanda Bizans döneminin mühendislik becerisini de gözler önüne serer. Sarnıcın üstü tamamen kapalıdır ve yer altındaki bu dev su deposu, görkemli sütunları ve az ışıkla aydınlatılmış su yüzeyiyle adeta bir gizem dünyası gibi hissedilir.
Yerebatan Sarnıcı, Bizans İmparatoru I. Justinianus’un İstanbul’a su sağlamak amacıyla yaptırdığı en büyük sarnıçlardan biridir. İnşa edildikten sonra, Bizans İmparatorluğu'nun başkentinin su ihtiyacını karşılamak için kullanılmıştır. Uzun yıllar boyunca terkedilen bu sarnıç, Osmanlı döneminde ise bir süre boyunca unutulmuş ve sonunda 1980'lerde restore edilerek günümüze kazandırılmıştır.
Sarnıcın en dikkat çekici özelliklerinden biri, sütunlarının büyük bir kısmının antik Roma ve Yunan dönemine ait heykellerden yapılmış olmasıdır. Bu sütunların bazılarında, özellikle bir sütunun alt kısmında yer alan Medusa Başları, Yerebatan Sarnıcı’nı daha da özel kılar. Medusa başları, mitolojik bir öğe olarak, sarnıcın gizemli ve tarihi havasını pekiştirir.
Yerebatan Sarnıcı’na giren ziyaretçileri, suyla dolu zemin üzerinde yüzen balıkları, loş ışıkla aydınlatılmış sütunları ve tarihi atmosferiyle büyüleyici bir manzara bekler. Bu benzersiz yer, İstanbul’un kalabalığından uzaklaşmak ve eski İstanbul’un atmosferine adım atmak için mükemmel bir mekandır. Sarnıcın derinliklerinde yürürken, tarihsel bir yolculuğa çıkar ve Bizans dönemine ait mühendislik harikasının içine adım atmış olursunuz.
Sarnıcın en ilgi çekici noktalarından biri de, Medusa Başlarıdır. İki farklı sütunun altına yerleştirilmiş bu başlar, Yunan mitolojisinde, bakıldığında taşıdığı taşıdığı yılan saçlarıyla taşlaştırıcı bir güce sahip olan Medusa’yı simgeler. Bir sütundaki Medusa başı baş aşağı, diğerinde ise normal pozisyondadır. Bu ilginç detay, birçok turistin ilgisini çeker ve üzerine çeşitli efsaneler yazılmıştır. Medusa'nın başları, sarnıcın mistik havasını daha da pekiştirir.
Günümüzde Yerebatan Sarnıcı, hem bir turistik cazibe merkezi hem de İstanbul’un tarihine dair derinlemesine bir bakış sunan bir müze işlevi görmektedir. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turist, sarnıcı gezerek hem antik dönemi keşfeder hem de Yerebatan’ın gizemli atmosferinde kaybolur. İstanbul’da görülmesi gereken en ilginç yerlerden biri olan Yerebatan Sarnıcı, tarihi, mimarisi ve benzersiz yapısıyla şehri ziyaret edenlerin ilgisini çekmeye devam etmektedir.